sarsak

sarsak
Sarsaň üýtgän, tentegräk (adam).
∙ Gülnaryň bu bolşy meni sarsak etdi. («Sowet Türkmenistanynyň Aýallary» žurnaly)
Ýazuw düzgüni: Soňuna çekimli ses bilen başlanýan goşulmalar ýa-da -rak goşulmasy goşulanda, k sesi g sesine öwrülýär.
Meselem sarsak - sarsagy.

Türkmen diliniň düşündirişli sözlügi. 2015.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Смотреть что такое "sarsak" в других словарях:

  • sarsak — sf., ğı 1) Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle güçsüz kalarak vücudu titrer gibi sarsılan (kimse) 2) Değişken, doğru dürüst olmayan Gittiği yerden habersiz, kendi sarsak ahlak değerlerine bağlı yaşamaktadır. S. İleri Birleşik Sözler sarsak sursak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sarsak sursak — zf. Sarsakça, sarsılarak Sarsak sursak bir yürüyüşle cenaze sahibine sokulur. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sarsakça — sf. 1) Titrer gibi, sarsak 2) zf. Sarsak bir biçimde, titreyerek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eğretileme — is. 1) Eğretilemek işi Kendi sarsak ahlak değerlerine bağlı yaşamaktadır. Bu da ilginç bir eğretilemeyle romana yedirilir. S. İleri 2) ed. İstiare …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • orospu bohçası — is., hlk. 1) Derli toplu olmayan, sarsak ve düğümlü, düğümleri tavşan kulaklı, kötü düzenlenmiş bohça 2) Acele yapılmış, fındık yerine az miktarda ceviz konmuş, ekmek içi iyi ezilmemiş, sarımsakları diş diş kalmış bir tür tarator …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sarsaklık — is., ğı Sarsak olma durumu Kendini idare edemeyen bir milletin sarsaklığını görerek daha ziyade çıldırıyordu. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»